17 Ağustos 2016 Çarşamba

Siber Suçlar Üzerine Biraz Tefekkür

           
       Bir metnin en zor kısmı aslında giriş kısmıdır bana göre, oldum olası başlangıçlardan hoşlanmam.  Her şey bir anda olup bitsin isterim "kün fe yekün!"

 Mesela biri ile tanışırken ona ilk olarak ismini yahut mesleğini değil, İsveç'te kurulan ve Avrupa Parlamentosuna 1 adet Millet Vekili sokmayı dahi başarmış Almanya Korsan Partisi  hakkında ne düşündüğünü sormak isterim.

Bu parti internet üzerinden korsan paylaşımları destekleyen ve telif haklarının kaldırılmasını talep eden nev-i şahsına münhasır bir partidir. Bu soruya vereceği cevap bana tamamen objektif bir şekilde kişinin kendisi hakkında fikir edinmemi sağlayacaktır. Aksi takdirde ismini öğrenerek başladığım bir tanışma faslı bana kişinin ailesi ve ideolojisi hakkında fikir verebilir ve ona bakış açımı etkileyebilir.

Örneğin; İsmi Abdurrahman ise ailesinin muhafazakar olduğu, bu şekilde yetiştirildiği ve farklı fikirlere açık olmadığı yalnızca İslami filtrelerden geçirilmiş sohbetlere açık olduğu fikrine kapılabilirim.

Hadi kişinin ismi Devrim, Deniz yahut Ecevit diyelim bu sefer kişinin ailesinin sol temayülün ideolojisi altında olduğunu yalnızca Karl Marx ve Sosyalizm filtresinden geçirilmiş eserler okuduğu, Kapitalizme düşman ve asi ruhlu bir kişiliği olduğu fikrine kapılabilirim.

Son olarak farzedelim ki tanıştığım kişinin ismi Oralcan, manası ''ağız yolu'' olan bir kelimenin arkasına ''can'' ibaresi ilave edilerek uydurma isim verilmiş bu kişi hakkında; ailesinin hayatı büyük bir ciddiyetsizlikle yaşadığı, vurdumduymaz olduğu ve dişlerini fırçalarken yada traş olurken musluğu açık bırakarak suyu israf ettiği, hatta evindeki Pokemon'u yakalamak için defalarca komşunun zilini çalarak eve girmek istediği fikrine kapılabilirim.

Farkettiniz mi bilmiyorum; hiç fiziksel özelliklerinden bahsetmeden üç şahıs hakkında sadece isimlerinden yola çıkarak fikir beyan ettim. Fakat eminim sayın okuyucu gözünüzde bahsettiğim üç şahsında dış görünüşü hakkında müşahhas bir tarif oluştu.

Tasvirler bana hep külfet olarak gelmiştir binaenaleyh dünya klasiklerini okurken ziyadesiyle sıkılmışımdır. Çünkü tarifler ve tasvirler ile doludur örneğin Charles Dickens ''İki Şehrin Hikayesi'' isimli muazzam eserinde 108 sayfadan fazla Paris ve Londra tarifi yapmıştır. (sayfa sayısını uydurdum lakin güzel uydurdum kabul edin.) Bugün teknoloji sayesinde Paris veya Londra'da hiç bulunmamış bir kimse bile hakkında bir çok şeyi bilir. Eyfel Kulesi, Şanzelize, PSG, Parfüm, Arsenal, Tottenham, Chelsea, Saat Kulesi yada Greenwich gözlem evi vb. Dolayısıyla teknoloji ilerledikçe tasvirler ve medeniyetler geriledi! Artık yeryüzünde ''İnternet'' diye bir realite ile karşı karşıyayız. Kabul etmek gerekiyorki, hepimiz bundan nasibimiz aldık ve bir parça ''Digital'' olduk.

   Teknolojinin hala en iyi ve fakat en tehlikeli ürünü ünvanını taşıdığını düşündüğüm internet alemi kendini reel dünyadan soyutladı ve kendine paralel bir evren yarattı. Bu evrende yakalanmadığı sürece hakaret, hırsızlık, özel hayata müdahale, kaos yaratmak ve benzeri bütün ahlaksızlıkları mübah varsaydı. Vicdanların yerini güvenlik duvarları(FireWall), militanların yerini ise hackerlar aldı.

Eskiden hırsız yahut terörist olmak için ziyadesiyle vicdansız ve cesur olmak gerekirdi. fakat İnternetin getirdiği Siber Terörizm ve Siber Hırsızlık sayesinde artık "göz görmeyince gönül katlanır." prensibi devreye girdi .
Örneğin; ATM'den tek geliri olan emekli maaşını çekmek üzere bekleyen Selahaddin Amca'yı yahut Makbule Teyze'yi soymak için bir yankesicinin, onun yaşlı ve savunmasız halini gördüğü halde gasp edecek kadar vicdansız olması gerekirdi. Lakin siber hırsızlık için bu söz konusu değildir. Sadece bir kaç tuşa basarak kimin ilaç parasını yada kefen parasını dahi çaldığını bilmeden hareket edebilir bir hırsız. Hatta bunun adını da Hackerlık olarak değiştirmiş ve kafasını yastığa çok rahat koyabilmiştir bile.

Yada terörist olmak için belli kabiliyetlere haiz olmak gerekirdi eskiden. İyi silah kullanmalı, iyi saklanmalı ve gerektiğinde bombayı üzerine bağlayıp, kalabalığın arasına dalarak pimi çekebilmeliydi. Fakat siber terörizm bunlara bir yenilik getirdi. Artık devlet sırlarını bir kaç tuş ile açığa çıkartmak ve kaos yaratmak iki parmağının ucundaydı ve tahmin ettiğiniz gibi sayın okur o artık bir terörist değil bir hackerdı...!